ZAMAN KISKACI - "Basari yalnizca kazanmak degildir; dünyaya ne kattigindir."
Tamer Aslanoglu, disaridan bakildiginda "basarmis" bir adamdir: büyük holding, parlak bilançolar, yüksek itibarli çevreler... Fakat görünmeyen tarafta ruh, derin bir boslukla yankilanir. Bir trafik kazasiyla komaya giren Tamer, ölüm ve yasam arasindaki sisli köprüde zamanla, vicdanla, kaderle yüzlesir. O esikte duydugu sey öfke degil; sabir, merhamet ve sorumluluktur. Uyaninca anlar: basari kasadaki rakam degil; bir insana tuttugun isiktir.
Zaman Kiskaci, modern dünyanin "kazan-kazan" mantrasini sorgulayan; paranin, söhretin ve güç aglarinin altinda ezilen insani yeniden kalbinden tutan bir roman. Tamer'in yolu, sokakta var olmaya çalisan Ismail'le kesistiginde hikâye yeni bir nefes alir. Bir firincinin sicak ekmegi, zeytin agacinin aciyi berekete çeviren direnci ve Gülçin Hanim'in on bir yil süren bekleyisi; "seçilmis aile"ye dönüsen bir iyilesme halkasi kurar.
Tamer, kisisel servetini itibar podyumlarina degil, insana yatirir: Yetimler Kenti ve ardindan Isiklar Yurdu dogar. Mahalle Isiklari ile çocuklar sokaktan kitaplara, atölyelere, spor sahalarina, ustaliga tasinir. Model basittir ama devrimcidir: ögrenerek üretim, üretirken insan kalma. Güç odaklari projeyi "sit alani" oyunlariyla durdurmaya çalistiginda roman, bir vicdan ekonomisinin nasil dipnotlardan büyüdügünü gösterir: Seffaf fonlar, burs ve rehberlik, psikososyal destek, ortakli girisim kredileri... Iyilik, mansetlerden çekilse de sahada çogalir.
Bu roman; sehir sosyolojisini, etik ikilemleri, filantropiyi ve toplumsal dönüsümü edebî bir yogunlukla birlestirir. Dili sinematografik; sahneleri, kokuyu ve dokuyu duyurur: simit tezgâhinin buhari, firinin arka odasindaki emanet defteri, zeytinlikte esen rüzgâr... "Basari nedir?", "Zamani paraya mi satariz yoksa parayi zamana ve insana mi hizmetkâr ederiz?", "Bir çocukla bir ülkenin kaderi degisir mi?" gibi sorular, okurun zihninde kalici iz birakir.
Karakterler:
- Tamer: Satafattan vazgeçip iz birakan adalet ve merhamet çizgisine yürür.
- Ismail: Kaybolustan isiga; kurbanliktan özneye dönüsen evlat.
- Firinci: Emegin, helal lokmanin, dayanismanin sesi.
- Gülçin: Uzun bekleyisin, sadakatin ve anne sabrinin kalbi.
Temalar:
- Vicdan, zaman, ikinci sans, kefaret, "seçilmis aile".
- Sosyal girisim, vakif modeli, ögrenerek üretim.
- Zeytin agaci metaforu: aci olgunlasirsa berekete döner.
- "Iyilik, sessizken en çok duyulur."
Kime hitap eder?
- "Para mi insan mi?" sorusunu dert edinenlere.
- Toplumsal yarayi onaran gerçekçi ama umutlu kurgulari sevenlere.
- Kültürel ve manevi katmani olan çagdas roman arayanlara.
- Found family, büyüme, dönüsüm, adalet ve umut temalarini takip edenlere.