Sadakatin Gölgesi, inanç, devlet ve vicdan üçgeninde sikisip kalan bir hayatin, gölgelere yazilmis çigligini anlatiyor.
Gölgebir ve Zühre'nin hikâyesi, sadece bir askin degil; susturulmus nesillerin, kaybolmus kimliklerin ve gölgesinde büyüyen yarali ruhlarin hikâyesi.
1990'larin basörtüsü yasaklari, askerî okullarda yasanan ayrimciliklar, 28 Subat'in gölgeleri ve 15 Temmuz sonrasinda degisen dengeler... Hepsi bu romanin sayfalarinda bir hayatin kirilma noktalari olarak karsimiza çikiyor.
Bir sandigin içinde saklanan mektuplar, belgeler ve hatiralar; aslinda bir ülkenin yüzlesmedigi geçmisine tutulmus aynaya dönüsüyor.
Sadakat, çogu zaman bir yeminle basliyor; ama kime, ne için, ne zaman edildigi sorusu hayatlari belirliyor. Kahramanlarimiz, bir yandan ailelerinin yükünü tasirken, diger yandan kendi vicdanlariyla hesaplasiyor. "Sadakat" ile "ihanet" arasindaki çizgi bazen o kadar ince ki, kimsenin gölgesiz kalamadigi bir dünyaya açiliyor.
Mustafa Yilmaz'in kaleminden çikan bu roman, siyasi bir dönemin ötesinde; insanin kendini, inancini ve adalet duygusunu nasil koruyabilecegine dair derin bir sorgulama. Gerçek ile görünüs, iman ile çikar, devlet ile vicdan arasinda kalanlarin romani...
Eger siz de bir gölgenin içinde sikismis hayatlarin izini sürmek, suskunlugun diliyle konusmak ve kaybolmus umutlarin nasil yeniden dogabilecegini görmek istiyorsaniz, Sadakatin Gölgesi sizi bekliyor.
