Kasabanin adi Yedikirlar... Haritalarda bile zor bulunan, unutulmuslugun ve kasvetin kucagina gömülmüs bir yer. Babasinin ani ölümü ve annesinin çaresizligiyle bu kasabaya tasinan Alper, eski tas duvarli, küf kokulu bir evin koridorlarinda dolasirken, yasakli bir kapiyla karsilasir. O kapi, sadece karanligi degil; adi anildiginda uyanan, yüzyillardir suskun bekleyen bir fisiltiyi da saklamaktadir.
"Isim?" diye sorar o fisilti... Ne meraktan, ne de masumiyetten. Bir laneti baslatmak, bir boslugu doldurmak için.
Büyük teyzenin ardinda biraktigi tuhaf kitaplar, "Sekizinci Duâ" diye anilan yasakli varlik ve annesinin gizledigi sirlarla birlikte, Alper kendini kelimelerin ve isimlerin ölümcül gücünü anlamak zorunda bulur.
Sekizinci Duâ - Adi Anilinca Uyanan, gotik atmosferi, metaforlarla örülü dili ve psikolojik derinligiyle sizi siradan bir korku romaninin ötesine tasiyor. Burada sözcükler yalnizca okunmaz; çagirir, zincirleri kirar, gölgeleri uyandirir.
Yaklasik 350 sayfa uzunlugundaki bu roman, unutulmus kasabalarin, yasakli kapilarin ve kelimelerin karanlik gücünün izini sürmek isteyen okurlar için benzersiz bir yolculuk sunuyor. Eger bir fisilti duyacak olursaniz, unutmayin: Bazi isimler yalnizca anildiginda degil, okundugunda da uyanir...
