Bedenim evimin icinde otururken, aklim disarida dolasirmis. Gözlerim aptal kutusuna bakarken, ruhum kalabaliklara karisirmis. Karisirmis cünkü muhabbet olmasa da iki kelam edecek birini ararmis. Cünkü henüz herkes kendi yalnizligina alismamis, kendine sevdalanmamis, ahmakliklarini kaniksamamis Iste, henüz öyle bir demdeydik. Üstelik hala insanlar insanlarla sohbete, esekler saman yemeye ihtiyac duyarmis. Akilli telefonlarin insanlari akilsizlastirdigi, ama henüz mankurtlastiramadigi; yapay zekanin henüz yapay oldugu, beyinlerimize ciplerin takilmadigi bu dönemde ben de herkes kadar mutlu ve herkes kadar mutsuzdum. Ve öylece yasayip gidiyordum iste Gidiyorum dedigime bakmayin, tembellik cukurunda, istemekten baska bir sey yapmadan oturuyordum genelde aslinda. Iyi aliskanliklar kazanmaya calismadan, yapmayip baskalari benim icin yapsin diye bekleyerek; evrene isteklerimi, etrafimdakilere dileklerimi iletip, tembellik ve isyan ederek