Üretimden uzaklastirilan Türkiye, tarimda hemen her ürünü ithal eder duruma geldi. Kendine yeterli olabilecekken tarimda kendi kendini adeta imha ediyor. Bu nedenle ithalat bagimlisi oldu. Tarima verilen desteklerin, kredilerin de önemli bölümü ithalata, yani baska ülkelerin ciftcilerini desteklemeye harcaniyor... Türkiyede yüksek girdi fiyatlariyla üretim yapan ciftci, ürününü cogu zaman maliyetin altinda satmak zorunda birakiliyor. Üreticide ucuz olan tarim ürünü, tüketiciye pahaliya satiliyor. Üretici ile tüketici karsi karsiya getiriliyor. Birileri üreticinin ve tüketicinin üzerinden para kazaniyor. Tarimi ve kirsali bekleyen en büyük tehlike, üreticilerin bu vasiflarini yitirerek tüketici konumuna gecmeleri. Bugün köylerde, kirsalda ciftciler üretimden cekiliyor. Sehirdekiler gibi tüketici konumuna geciyor. Türkiye ne yazik ki bu sürece girdi.
Tarim ekonomisi konusunda Türkiyedeki otorite isimlerden, ekonomi gazeteciligi ve tarim yazilarindan dolayi cok sayida ödül alan, arastirmaci gazeteci Ali Ekber Yildirim, yillardir köse yazilariyla hayvanciliga ve tarima dair cok önemli sorunlara deginmekte. Bu kitapta da tarimda, gidada, kirsal yapida yasananlarla ilgili bir kesit sunmaya calisiyor. Kirsaldaki cözülmeyi ve olusan yeni yapiyi, uygulanan politikalarin yarattigi tahribati, ithalati, ürün bazinda degerlendirmeleri, gida, GDO, organik tarim, hayvancilik, kooperatifcilik, iklim degisikliginin etkileri gibi cesitli konulardaki gelismeleri yaziyor ve dogru tarim politikalarinin nasil olmasi gerektigine isaret ederken ilgili herkesi uyariyor.